|
|
| Risale-i Nurdan cümle ve kavram açıklamaları sorular ve cevapları ( 3 ) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Admin Administrator
Mesaj Sayısı : 124 Kayıt tarihi : 06/07/09 Yaş : 44 Nerden : İstanbul
| Konu: Risale-i Nurdan cümle ve kavram açıklamaları sorular ve cevapları ( 3 ) Cuma Tem. 10, 2009 10:08 am | |
| Bir dane-i hakikat, bir harman hayalâta müreccahtır.. Cümlesini açıklar mısınız?
Bu cümlede ana tema; hakikat ve gerçeklerin hayallerden üstün olduğudur.
Hakikatin buradaki manası; her şeyin özü ve gerçekliğini olduğu gibi yansıtmak anlamındadır. Bir şeyi olduğu halinden eksik ya da fazla anlatmak, o şeyin hakikatini ve gerçekliğini giderir ve çirkin bir hale sokar.
Mesela; Peygamber Efendimiz (sav)'in ayı ikiye bölme mucizesi, güzel ve kafi bir hakikat iken, hayalperestler bu hakikate hayali olarak şu ilaveyi yapmışlar: Sonra ikiye bölünen ayın bir yarısı Allah Resulünün sağ cebine, diğer yarısı ise sol cebine girdi, diyerek, hakikatin aslını zedelemişler, kıymetten düşürmüşler. İşte bu nevi hayaller, hakikati bozmaktan başka bir işe yaramaz. Halbuki mucizenin hakikat olan aslı, böyle hayali şeylerden daha güzel ve daha tesirlidir.
Bir insan yüzlerce hayal üretse ve bunu kitap şekline çevirse, bunun insanlara olan tesiri çok cüzi ve basittir; ama bir cümle hakikat veya özlü bir deyim, binlerce insana rehberlik ve istikamet sağlayabilir. Mesela; Risale-i Nur'un hakikatli bir cümlesi, yüzlerce cilt hayal ürünü romandan daha tesirli ve daha ikna edicidir. | |
| | | Admin Administrator
Mesaj Sayısı : 124 Kayıt tarihi : 06/07/09 Yaş : 44 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Risale-i Nurdan cümle ve kavram açıklamaları sorular ve cevapları ( 3 ) Cuma Tem. 10, 2009 10:08 am | |
| Onuncu Söz, Mukaddime: "...ve beşer ve hayvana hoş bir beşik, güzel bir gemi yapan ve Güneş'i onlara şu misafirhanede ışık verici ve ısındırıcı bir lâmba eden, seyyaratı meleklerine tayyare yapan bir zâtın, bu derece muhteşem ve sermedî rububiyeti ve bu derece muazzam ve muhit hâkimiyeti; elbette yalnız böyle geçici..." Allah'ın seyyaratı meleklerine tayyare yapmasının, haşirle ne gibi bir bağlantısı vardır? Bu cümleyi izah eder misiniz?
Burada Allah’ın Rububiyet ve Hakimiyetinin, ahiret aleminin kurulmasında bir gerekçe, bir sebeb olduğu izah ediliyor. Yani; Allah’ın sonsuz Rububiyet ve Hakimiyeti, ahiret alemini gerekli kılan önemli iki gerekçedir. Şu geçici dünyada ve kainatta böyle mükemmel bir eseri ve tecellisi görünen Rububiyet ve Hakimiyet, elbette daimi ve ebedi bir şekilde tecelli etmek ve kendisini ebedi olarak sergilemek ister. Bunun yolu da daimi bir alemin kurulması ile mümkündür ki; bu ahiret alemidir.
Allah’ın Rububiyet ve Hakimiyeti nasıl ahretin kurulmasını ve gelmesini gerektiriyor ve ispat ediyor ise; kainattaki eserler ve sanatlar da Allah’ın Rububiyet ve Hakimiyetini gösterip ispat ediyor. İşte Üstad, önce Allah’ın Rububiyet ve Hakimiyetini kainatta eserlerini ve sanatlarını göstererek ispat ediyor, sonra da sabit olan Rububiyet ve Hakimiyet ile de ahireti ispat ediyor.
Allah’ın o koca gezegen ve galaksileri meleklere binek ve tayyare yapması ise; Rububiyet ve Hakimiyetin bir tecellisi, bir eseri, bir sanatıdır. Yani Rububiyet ve Hakimiyetin ispatında kullanılan bir malzeme, bir metadır, meleklerin gezegenlere binmesi.
Dünyamızdan milyonlarca kat daha büyük olan gezegenler, meleklere basit bir binek oluyor ise; burada Allah’ın Rububiyet ve Hakimiyetin ne kadar azametli ve haşmetli olduğu sabit oluyor. Böyle bir Rububiyet ve Hakimiyet elbette geçici dünya ile iktifa etmez, daimi ve ebedi bir alemin vücudunu gerektirir. Meleklerin gezegenlere binmesi, dolaylı olarak Ahiret alemini ispat eder. | |
| | | Admin Administrator
Mesaj Sayısı : 124 Kayıt tarihi : 06/07/09 Yaş : 44 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Risale-i Nurdan cümle ve kavram açıklamaları sorular ve cevapları ( 3 ) Cuma Tem. 10, 2009 10:09 am | |
| Müzik dinlemek haram veya günahmıdır? günahsa tasavvuf ve Allah ı hatırlatan veya milliyetci duygularımızı kabartan müziklerde bunun içine dahilmidir ?
1.Cevap insanın şehvani hislerini tahrik eden ve insanları mecazi aşklara ve sair günahlara sevk eden sesleri ve şarkı türküleri dinlemek caiz değildir. hatta haramdır bu tür şarkı ve türküler zaten malumdur. bu zaman ve zeminde kendisine sanaatçı diyen hakikat noktasında sanaatla hiç bir alakası olmayan bazı şarlatanların çıkardığı elimane ve yetimane çığlıklar ve şehavani hisleri tahrik eden ve insanı günahlara sevk eden sesler bu neviden haram olan seslerdir bunun dışında olan diğer ses ve nağmeler ise insanın akl kalb ve ruhunda uyandırdığı hissiyata göre hüküm alırlar. buna göre kıyas etmeli ama umumi manada dini ilahiler ve tasavvufi ilahiler ve bazı masum marş ve sesler caizdir. dinlenilebilir Bediüzzama Hazretleri bu mevzu hakkında şöyle demektedir
Ve keza, وَ عَلَى سَمْعِهِمْ kelimesiyle, küfür sebebiyle kulağa ait pek büyük bir nimeti kaybettiklerine işaret edilmiştir. Hattâ kulaktaki zar, nur-u iman ile ışıklandığı zaman, kâinattan gelen manevî nidaları işitir. Lisan-ı hal ile yapılan zikirleri, tesbihatları fehmeder. Hattâ o nur-u iman sayesinde, rüzgârların terennümatını, bulutların na’ralarını, denizlerin dalgalarının nağamatını ve hâkeza yağmur, kuş ve saire gibi her nev’den Rabbanî kelâmları ve ulvî tesbihatı işitir. Sanki kâinat, İlahî bir musikî dairesidir. Türlü türlü âvâzlarla, çeşit çeşit terennümatla kalblere hüzünleri ve Rabbanî aşkları intıba’ ettirmekle kalbleri, ruhları nuranî âlemlere götürür, pek garib misalî levhaları göstermekle, o ruhları ve kalbleri lezzetlere, zevklere garkeder. Fakat o kulak, küfür ile tıkandığı zaman, o leziz, manevî yüksek savtlardan mahrum kalır. Ve o lezzetleri îras eden âvâzlar, matem seslerine inkılab eder. Kalbde, o ulvî hüzünler yerine, ahbabın fıkdanıyla ebedî yetimlikler, mâlikin ademiyle nihayetsiz vahşetler ve sonsuz gurbetler hasıl olur. Bu sırra binaendir ki, şeriatça bazı savtlar helâl, bazıları da haram kılınmıştır. Evet ulvî hüzünleri, Rabbanî aşkları îras eden sesler, helâldir. Yetimane hüzünleri, nefsanî şehevatı tahrik eden sesler, haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise, senin ruhuna, vicdanına yaptığı tesire göre hüküm alır. | |
| | | Admin Administrator
Mesaj Sayısı : 124 Kayıt tarihi : 06/07/09 Yaş : 44 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Risale-i Nurdan cümle ve kavram açıklamaları sorular ve cevapları ( 3 ) Cuma Tem. 10, 2009 10:09 am | |
| Müslümanların Fakir Hale Düştüklerinin Sebebleri Nelerdir? Âyâ zanneder misin ki; bu milletin fakr-ı hali, dinden gelen bir zühd ve terk-i dünyadan gelen bir tenbellikten neş'et ediyor. Bu zanda hata ediyorsun. Acaba görmüyor musun ki, Çin ve Hind'deki Mecusi ve Berahime ve Afrika'daki zenciler gibi, Avrupa'nın tasallutu altına giren milletler bizden daha fakirdirler. Hem görmüyor musun ki, zarurî kuttan ziyade müslümanların elinde bırakılmıyor. Ya Avrupa kâfir zalimleri veya Asya münafıkları, desiseleriyle ya çalar veya gasbediyor.Sizin cebren böyle ehl-i imanı mimsiz medeniyete sevketmekteki maksadınız, eğer memlekette asayiş ve emniyeti temin ve kolayca idare etmek ise, kat'iyyen biliniz ki; hata ediyorsunuz, yanlış yola sevkediyorsunuz. Çünki itikadı sarsılmış, ahlâkı bozulmuş yüz fâsıkın idaresi ve onlar içinde asayiş temini, binler ehl-i salahatın idaresinden daha müşkildir. İşte bu esaslara binaen ehl-i İslâm, dünyaya ve hırsa sevk olunmaya ve teşvik edilmeye muhtaç değildirler. Terakkiyat ve asayişler, bununla temin edilmez. Belki mesaîlerin tanzimine ve mabeynlerindeki emniyetin tesisine ve teavün düsturunun teshiline muhtaçtırlar. Bu ihtiyaç da, dinin evamir-i kudsiyesiyle ve takva ve salabet-i diniye ile olur. | |
| | | | Risale-i Nurdan cümle ve kavram açıklamaları sorular ve cevapları ( 3 ) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|